. DAşağıda Sait Faik Abasıyanık son kuşlar hikayesi özeti incelemesi kısaca olarak ele alacağız. Son Kuşlar Hikayesi ve İncelemesi şu şekildedir Konusu Adalardaki zaman tasvirinden hareketle doğal güzelliklerin, sorumsuz ve duyarsız insanlar tarafından tahrip edilmesi kuşlar üzerinden örneklendirilerek aktarılmaktadır. Ana Tema Doğa sevgisi ve doğaya saygıdır. Kısa Özeti Normalde sevilen bir insan olarak Ada’da yaşamaya devam eden Konstantin, kış ayları geldiğinde adeta bir canavara dönüşerek kuşları avlamaya başlamaktadır. Bu durum yadırganmakta ve doğaya verdiği zarar nedeniyle Ada’nın bütün havasını değiştirmektedir. Kahramanlar Konstantin Galata’da dükkanı olan zahire bir tüccar olarak bilinmektedir. Kendi halinde yaşamakta ve hesaplı bir kişi olarak bilinmektedir. Herkes tarafından çok sevilmektedir. Çevreye duyarlı sevecen ve iyi kalpli biri olarak hayatına devam etmektedir. Mühendis Ahmet Bey Okumuş ve görmüş biri olmasına rağmen kasten doğaya zarar vermekte ve çocuklara çimleri yoldurmaktadır. Mekan ve Zaman Hikaye Adalar’da ve sonbahar ile yaz ayları arasında yaşanmaktadır. Dil ve Üslup Hikaye kahraman anlatıcı tarafından anlatılmaktadır. Hikayede birçok tasvire yer verilmektedir. Gözlemlere çok açık bir üslubu bulunmaktadır. Anafikir Doğanın acımasız olarak tahrip edilmesi, canlılara zarar verilmesi ve çevrenin düzeninin ve işleyişinin bozulması sonucunda meydana gelen olayların tenkit edilmesi ana fikir olarak hikayede aktarılmaktadır. Sait Faik Abasıyanık Son Kuşlar Hikayesi Özeti İncelemesi Hakkında Yorumlarınızı Aşağıdan Hemen Yazabilirsiniz.
Sait Faik hayatı kısaca şöyledir; Dünyaya gelişi 1906 yılının 18 Kasımına rastlar. Babası kereste ve kütük tüccarlığı yapan Sait Faik Abasıyanık’ın dedesi Kurtuluş Savaşında Adapazarı Belediye Başkanlığı yapması dolayısı ile İstiklal Madalyası verilmiş bir kişi idi. Sait Faik Abasıyanık’ın ilk ismi aslında Mehmet Sait’tir. Daha sonra yazar kendi ismindeki Mehmet’i attı, babasının ismi Faik’i ismine ekledi. Yani kendisine Sait Faik denilmeye başlandı. Soyadı Kanunu çıkınca da “Abasıyanık” soyadını aldı. İlkokulu Rehberi Terakki adında bir özel okulda okudu. Bu yabancıların açmış olduğu bir okuldu. Daha sonra Adapazarı İdadisini okudu. Sait Faik yaramaz bir çocuktu. Annesi ve babası bir süre sonra geçinemedi ve ayrıldı. Sait Faik babasıyla beraber kalmaya başladı. 1920’de Yunanlıları Anadolu’yu istila girişimi nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalan Sait 1924’te eğitimine İstanbul Erkek Lisesinde devam etti. Burada da yaramazlıklarına devam eden Sait Faik öğretmeninin sandalyesine iğne koyduğu için okuldan atıldı. Lise’yi Bursa’da bitirmek zorunda kaldı. Bursa Erkek Lisesinde ilk hikayeleri “İpekli Mendil” ile “Uçurtmalar ve Zemberek” i yazdı. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul’a dönüp şiir ve hikaye yazmaya başladı. Yazdığı eserleri gazete ve dergilere gönderdikçe sanat çevresi de genişliyordu. Sait Faik, İstanbul Üniversitesi’nde okuduğu dönemde sık sık Beyoğlu’nda dolaşıyor, evinin ve okulunun yakınındaki Şehzadebaşı kıraathanelerine gidiyordu. Sait Faik varlıklı bir ailenin çocuğuydu ekonomi okumak için önce 1931 yılında İsviçre’ye daha sonra da Fransa’ya gitti. 3 sene hem Avrupa’yı gezdi hem de okula gitti ve 1934’te İstanbul’a geri döndü. İstanbul’a döndükten sonra, Halıcıoğlu’ndaki Ermeni Yetim Mektebi’nde Türkçe öğretmenliği yapmaya başladı. Okula sürekli geç kalan Sait Faik’in ay sonunda gecikmeleri hesaplanıp maaşından düşüldü. Bu yüzden okulda çalıştığı ilk ay eline 13 lira üzerinde hakimiyet kuramaması okul idaresi ile tartışmasına yol açıyordu. Hem yaşadığı disiplin problemleri, hem de babası Mehmet Faik’in kendisine bir tahıl alım satım toptancılığı dükkânı açması sebebiyle öğretmenlikten ayrıldı. İleriki günlerde bu durumu “anladım ki öğretmenlik benim harcım değildi” diyerek açıkladı. Sait Faik, işlerle uğraşmadığı için altı ay sonra dükkânı babasına boş olarak teslim günlerde yazmaya ağırlık verdi. Bunun dışında André Gide’den çeviriler yapıyordu. Fransa anılarından oluşan öyküleri Varlık Dergisi’nde yayınlandıktan sonra, 1936 yılında babasının maddi desteği ile ilk hikâye kitabı Semaver’i Remzi Kitabevi’nden çıkardı. İlk kitabının yayınlanmasından büyük bir sevinç duyan Sait Faik, bu sevincini yıllar sonra Hallaç isimli öyküsünde anlattı. Semaver’in çıkışından sonra yazmaya devam etti fakat bir mektubunda kendisinin söylediği gibi aylaklığı sebebiyle yazdıklarını orada burada fazla ilgi görmemesi sebebiyle küskünlük ve kırgınlık duyuyordu. Abasıyanık, on altı hikâyeden oluşan ikinci kitabı Sarnıç’ı 1939 yılında Çığır Kitabevi’nden çıkarttı. Bu kitabında da tıpkı ilk kitabı Semaver’de olduğu gibi Adapazarı ve Bursa’da geçirdiği çocukluk günleri ile, hem İstanbul’daki hem de yurtdışındaki yaşamında yaptığı gözlemlere yer verdi. Sait Faik, 1940 yılında yayınlanan üçüncü hikâye kitabı Şahmerdan’da diğer iki kitabının aksine Fransa’da gözlemlediği olaylara yer vermedi. Yazar, bu kitapta yer alan Çelme isimli hikâyesiyle, halkı askerlikten soğutmakla suçlanarak askerî mahkemeye öykü ilk olarak 22 Mart 1937’de Kurun gazetesinde, ikinci olarak ise 15 Haziran 1940’ta Varlık Dergisi’nde yayınlanmıştı. Yazara, 1948 yılında siroz teşhisi kondu. Hastalığın belirtileri 1947 yılında ortaya çıkmıştı. Sait Faik’in amcasının oğlu Mustafa Raşit Abasıyanık’ın söylediğine göre 1947 yılında, burnundan ara sıra kan gelmeye başlayan Sait Faik, aynı zamanda yazar da olan doktor arkadaşı Fikret Ürgüp’e muayene olmuş ve karaciğerinin büyüdüğü ortaya üzerine çok düşkün olduğu içkiyi kesip perhize başladı. Bir Paris yolculuğunun ardından büyük bir umutsuzluğa düşen, Abasıyanık, aynı zaman yazarlık kariyerinin en verimli günlerini geçirmeye başladı. Aynı yıl Havada Bulut, Kumpanya ve Havuz Başı isimli kitapları yayınlandı. Yazılarında ölüm teması görülmeye başlandı. İlk zamanlar oyalanmak için sık sık resim sergilerine, şiir toplantılarına ve tiyatroya giderken daha sonraki günlerde, çok sevdiği İstanbul’dan nefret etmeye başladı. 1952 yılında Son Kuşlar’ı yayınlandı. 1953 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Mark Twain Derneği, çağdaş edebiyata yaptığı katkılardan ötürü yazara onur üyeliği verdi. Sait Faik’ten önce Türkiye’den Mustafa Kemal Atatürk’e verilen bu ödülü almasına kimileri karşı çıksa da yazarın sevinerek aldığı bilinmektedir. 23 Ocak 1953’te Paris’e gidebilmek için bir kere daha pasaport aldı. Ama bu pasaportu hiç kullanamadı. 5 Mayıs 1954 günü yaşadığı krizde, yemek borusu kanaması nedeniyle Şişli’deki Marmara Kliniği’ne kaldırıldı ve 11 Mayıs gecesi gece saat 0235’te İstanbul’daki bu klinikte vefat etti.
1 Yorum ÇOK TEŞEKKÜRLER gercekten çok işime yarayadi Cevap Ver Lütfen yorumunuzu giriniz! Lütfen isminizi buraya giriniz Yanlış bir e-posta adresi girdiniz! Lütfen e-posta adresinizi buraya girin Ismimi, e-postamı ve web sitemi bir dahaki sefere bu tarayıcıya kaydet.
Sait Faik Abasıyanık Kimdir Nereli Biyografisi Hayatı Eserleri Yazarlar Sait Faik Abasıyanık kimdir biyografisi eserleri hayatı hakkında birçok bilgiyi bulabilirsiniz. Sait Faik Abasıyanık Kimdir? Sait Faik Abasıyanık 18 Kasım 1906 yılında Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde çocukluğu bu ilçede burada başladı ve ardından Ortaöğretim için İstanbul ve Bursa’ya için ise İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümünü 2 yıl geçtikten sonra babasının isteğini kıramadı ve iktisat eğitimini almak için İsviçre’ye Grenoble kentinde kaldı. Bu Fransız şehrinde 3 yıl kadar döndükten kısa bir süre sonra Ermeni Yetim Mektebinde Türkçe Öğretmenliği görevini onun tüccar olmasını çok istiyordu bu nedenle ticaretede atılmıştır fakat başarılı tarihinde babasını ölümünün ardından bir süre Haber gazetesinde muhabirlik tamamen yazarlığa damış ve yoksulları, işsizleri, emekçileri şiirsel bir dil ile Uluslararası Dernek onu onur üyesi Faik Abasıyanık Kaç Yılında öldü? 11 Mayıs 1954 yılında İstanbul’da ölmüştür. Sait Faik Abasıyanık Eserleri Öyküleri Semaver 1936, Remzi Kitabevi; Sarnıç 1939, Çığır Kitabevi; Şahmerdan 1940, Çığır Kitabevi; Lüzumsuz Adam 1948, Varlık Yayınları; Mahalle Kahvesi 1950, Varlık Yayınları; Havada Bulut 1951, Varlık Yayınları; Kumpanya 1951, Varlık Yayınları; Havuz Başı 1952, Varlık Yayınları; Son Kuşlar 1952, Varlık Yayınları; Alemdağ’da Var Bir Yılan 1954, Varlık Yayınları; Az Sekerli 1954, Varlık Yayınları. Roman Medar-ı Maişet Motoru 2. baskısı Birtakım İnsanlar adıyla 1944, Yokus Kitabevi; Kayıp Aranıyor 1953, Varlık Yayınları Şiirleri Şimdi Vakti 1953, Yenilik Yayınları Röportaj Öykü Tuneldeki Cocuk 1955, Varlık Yayınlari; Mahkeme Kapisi 1956, Varlık Yayınları Diğer Eserleri Balıkçının Olumu-Yasasın Edebiyat 1977, Bilgi Yayınevi, Açık Hava Oteli 1980, Bilgi Yayınevi Müthiş Bir Tren 1981, Bilgi Yayınevi; Sevgiliye Mektup 1987, Bilgi Yayınevi Çeviri Georges Sımenon’dan Yaşamak Hırsı 1954, İstanbul Yayınları Sait Faik Abasıyanık kimdir isimli biyografinin sonuna eserleri varsa sizlerde yorum yaparsanız buna göre kişiler hangi kitaplarını alacaklarına çok daha kolay karar verebilir. Sürücü Bayılırsa Ne Yapardınız? Videoyu sonuna kadar izlemenizi tavsiye ediyoruz. Hızla ilerlerken, sürücü bir anda bayılırsa ve siz araç içindeyseniz, ne yapardınız? Umarız bu durumu yaşamazsınız ama yine de bilmekte fayda var. Güvenli sürüşleriniz olsun. 🙂 TÜVTÜRK araç muayane randevusunu TÜVTÜRK muayene rezervayson sayfasından ücretsiz olarak alabilirsiniz. TÜVTÜRK araç muayene randevusu almak için telefon numarası da 850 222 88 88'dir.
sait faik abasıyanık hikayeleri özeti